11.01.2017 |
11.01.2017 |
11.01.2017 |
05.01.2017 |
İNSAN, NEDEN VE HANGİ DURUMLARDA PSİKOLOJİK DANIŞMANLIĞA VEYA PSİKOTERAPİYE İHTİYAÇ DUYABİLİR?
- EĞER Kendinden memnun değilse, ve kendini değiştirmek istiyorsa...
- Düşüncelerinde, duygularında, davranışlarında, ilişkilerinde, ve daha genel olarak varoluş biçiminde bir aksama hissediyorsa...
- Mutsuzsa, acı çekiyorsa, uyum göstermekte zorlanıyorsa, huzursuzsa...
- EĞER Kendisini daha iyi tanımak ve yaşam kalitesini yükseltmek istiyorsa...
Hemen her insan hayatının belli zamanlarında korkar, üzülür, yas tutar veya yasını tutamaz, yalnızlık hisseder, içinde bir boşluk hisseder, kendini değersiz ve yetersiz hisseder, utanç hisseder, kendine güvenemez, yapabileceğinin en iyisini yapmakta zorlanır, kendi potansiyelinin farkında olmaz, kaygı duyar, değişen çevre koşullarına (iş, şehir, okul değişikliği, vb.) uyum sağlamakta zorlanır, karar vermekte güçlük çeker, ilişkilerinde istediği doyumu bulamaz, umutsuzluğa kapılır, kendini çaresizce hayatın gidişine bırakır, kafasındaki soru işaretleriyle uykusuz kalır, kendisini beğenmez ve kendini değiştirmek ister, pişmanlık hisseder.
Ve bazen, hayatındaki bu zorluklarla mücadelesinde kendisine eşlik edebilecek ve sorunlarına dışardan bir gözle bakarak yardım edebilecek bir uzmanın yardımına ihtiyaç duyar. Bu, kişinin "hasta" olduğu anlamına gelmez. Tam tersine, yardım ihtiyacını farkedip hiç gocunmadan yardım isteyebilmek için, kişinin ruh sağlığının fazla bozulmamış olması gerekir.
Uzman Psikolog Uzman Pedagoglarından randevu almak için arayınız 0533-373-8123 & 0216-347-6003
Değerli Danışanlarımız
KAPI, NE ZAMAN KAPI DEĞİLDİR?
Yaşadığımız bölgede amaçsızca bir yürüyüş yapma fırsatını her zaman bulamayız. Bazen bir hedefe yönelmeksizin, kaslarımızı çalıştırmak ve zihnimizi boşaltmak için başıboş gezeriz, bildik manzaraları hatırlarız. Genellikle yol üzerindeki bir kafede oturur, mahalledeki parkın yollarını adımlar ya da mağaza vitrinlerine bakarız. Ancak bazı günlerde, ayaklarımızın bizi kendi istedikleri yere götürmesine izin veririz...
Şehirde gezindiğimizi düşünün. Güzel bir gün. Kendinizi düşlere kaptırmışsınız. Daha önce hiç girmediğiniz bir sokağa sapıyorsunuz.
Yürürken çok güzel bir eve rastlıyorsunuz. Bir an öylece durup hayranlıkla bu muhteşem eve bakıyor ve kapısının aralık olduğunu fark ediyorsunuz. Kapı neden aralık kalmış?
1- Eve hırsız girmiş.
2- Ev sahibi kapıyı kapatmayı unutmuş.
3- Ev sahibi içeride. Holü süpürüyor.
"KAPI, NE ZAMAN KAPI DEĞİLDİR?" İÇİN ANAHTAR
Kapıların iki türlü anlamı vardır;
Giriş ya da geçiş yoludur. Ama aynı zamanda bir engeldir. Bir evin ön kapısı, içinde yaşayan kişilerle dış dünyanın belirsizlikleri arasındaki ilk savunma hattıdır. Kapalı olması gereken bir kapının açık olduğunu hayal ettiğinizde korunmasız kalma ve zarar görme üzerine senaryolar üretirsiniz. Kapının açık kalma nedeniyle ilgili tahmininiz, bilinçaltınızda kendinizi savunmasız ve korunmasız bulduğunuz alanlarla bağlantılıdır.
1- Eve hırsız girmiş;
Her durumda en kötü ihtimali düşünüyorsunuz. Bu yaklaşımınız, işler sahiden kötü gittiğinde daha da belirgindir. Kriz anında telaşa düşmüyorsunuz çünkü o sırada zaten paniğe kapılmış oluyorsunuz. Bir daha ki sefere bir felaket yaşadığınızda önce zihninizi sakinleştirin, derin nefes alın ve ona kadar sayın. İsterseniz sonya yine bayılabilirsiniz.
2- Ev sahibi kapıyı kapatmayı unutmuş.
Kriz anlarında kendinizi kaybetmiyorsunuz. Tersine, o denli rahatsınız ki belki de krizin farkına varmıyorsunuz. Bu tutumunuz kötü niyetinizden değil gerçeği göz ardı etmenizden kaynaklanıyor. Ama maalesef sonuç sizin için ve çevrenizdekiler için değişmiyor.
3- Ev sahibi içeride, Holü süpürüyor.
Rahat biriymiş gibi görünüyorsunuz ancak aslında sürekli savunmadasınız. Olgun kişiliğinizi, kayıtsız ama her an tetikte olmanıza borçlusunuz. İnsani zaaflarınız elbette var ama onları ne olursa olsun göz önüne sermiyorsunuz.