EFT (Emotional Freedom Techniques) Duygusal Özgürleşme Tekniği EFT (emotional freedom techniques) Duygusal Özgürleşme TekniğiEFT (emotional freedom techniques): Türkçe karşılığı “duygusal özgürleşme teknikleri” dir. 1980 yılında Dr. Callahan tarafından tesadüfen keşfedilmiş bir terapi yöntemidir. Dr. Callahan, Mary adlı bir danışanında bulunan su fobisini tedavi etmeye çalışmaktadır. Bir buçuk yıldır klasik terapiler ile sonuç alamadığı hastası ile yine bir gün seansta iken, Mary midesinin bulandığını söyler. Dr. Callahan incelemekte olduğu konularla ilgili olduğu için, işleyip işlemeyeceğini merak edip, mide meridyeninin uç noktası olan göz altı noktasına hafifçe birkaç kez vurmuştur. Mary aniden tüm su fobisinin yok olduğunu söylediğinde, birlikte yakınlarındaki havuza gitmişler ve Mary yüzüne su serpmeye başlamıştır. Korkuları, kabusları, baş ağrıları; hepsi aynı gün tamamen ortadan kalkmış ve bir daha tekrarlamamıştır. (Dr.Roger Callahan, The Rapid Treatment of Panic, Agoraphobia and Anxiety, 1990) DR. Callahan tarafından keşfedililen bu yöntem daha sonra Gary Craig adlı bir mühendis tarafından geliştirilip EFT adını almıştır. Gary Craing, Eft ile ilgili olarak bir yazısında: “bu tekniği sistematik hale getirebilmek için çok büyük bir servet harcadığını” belirtmiş ve ilk olarak Los Angeles’ teki bir gazi bakımevinde bulunan Vietnam gazilerine uyguladığını ifade etmiştir. Geçmişte yaşadıkları korkunç anılar nedeniyle PTSB (travma sonrası stres bozukluğu) teşhisi konan ve 20 yıldır terapi gören hastalarla ilgili olarak yaptığı çalışmalarla ilgili olarak bir makalesinde şunları söylemiştir: “Buradaki Vietnam Gazileri, bilinen duygusal bozuklukların en şiddetli biçimleri arasında yer alan Travma Sonrası Stres Bozukluğu (PTSB) geçirmekteydiler. Bu adamlar her gün genç çocuklar dahil olmak üzere masum sivilleri vurmaya zorlanma, açık çukurlara insanları gömme ve kendi yakın arkadaşlarının ölmelerini veya parçalanmalarını seyretme gibi savaşın felaketlerini tekrar tekrar yaşamaktaydılar. Silahlı çatışma, bombalar ve çığlıklar gece gündüz kafalarında yankılanmaktaydı. Kimi zaman, sadece ilaçlar savaşın geçmiş acılarını yatıştırabilmekteydi. Terliyorlar, ağlıyorlar, başları ağrıyor ve endişe atakları geçiriyorlar. Bastırılmışlar ve acı içindeler. Korkuları ve fobileri var ve kabuslar yüzünden geceleri uyuyamıyorlar. Bir çoğu çok az çare bulmakla birlikte 20 yıldır terapi görüyor. VA Adrienne’i ve beni askerlerimize EFT’yi sunmak için davet ettiğinde ne kadar heyecanlandığımı hala hatırlıyorum. VA bize ödeme yapmadı. Bunun gibi bir dışarıdan yardım için bir bütçeleri yoktu. Aslında, kendi uçak biletlerimiz, otel faturalarımız, yemeklerimiz ve araba kiralarımızı kendimiz ödemek zorunda kaldık. Önemsemedik. Böylesine bir fırsat için çok daha fazlasını ödeyebilirdik. İlk vaka tamamen 17 yıldır PTSD nedeniyle terapi gören Rich hakkındaydı. Şunlara sahipti: ** Her gün çeşitli acılar yaşamasına sebep olan 100’den fazla akıldan çıkmayan savaş anısı. EFT’yi Rich’in üzerinde kullandıktan sonra, bu sorunların bütün izleri yok oldu. Bir çok insanda olduğu gibi, Rich bu garip görünümlü prosedürlerin işe yarayacağına inanmada zor zamanlar geçirdi. Ama bunları denemeye istekliydi. Yükseklik fobisiyle başladık ve EFT ile yaklaşık 15 dakika sonra bu fobisi yok oldu. Binada birkaç kat yukarı çıkarak ve bir yangın çıkışından aşağı bakarak bunu test etti. Şaşkınlığına rağmen hiçbir fobik tepki göstermedi. Daha sonra, bir çok şiddetli savaş anısı üzerinde EFT’yi uyguladık ve bir saat içerisinde bunların tamamını etkisiz hale getirdik. Elbette bunları hala hatırlıyor, ama artık herhangi bir duygusal yük taşımıyordu. Kendi başına geri kalan savaş anıları üzerinde çalışması için Rich’e teknikleri öğrettik.. Birkaç gün içerisinde tamamı etkisiz hale gelmişti. Artık onu rahatsız etmiyorlardı. Sonuç olarak, uykusuzluk sona erdi ve doktorunun gözetiminde aldığı ilaç tedavisi de sona erdi. İki ay sonra Rich’le telefonda konuştum. Hala sorunlardan uzak bir şekilde yaşamaktaydı.” (Gary Craig 2004) Yukarıdaki örnek vakada olduğu gibi Gary Craing Eft el kitabında onlarca ağır vakayı 15-20 dakika içerisinde EFT teknikleri ile nasıl iyileştirdiğine dair çok sayıda örneğe yer vermiştir. EFT Nasıl Uygulanır? EFT, akupunktura dayalı bir tekniktir. Vücuttaki belirli noktalarda belirli enerji meridyenlerinin bulunduğunu ve bu enerji meridyenlerinin vücudun ve benin belli bir alanı ile bağlantılı olduğu ve yine bu noktaların vuruşlar ile uyarılması ile bağlantılı olduğu alandaki fiziksel veya psikolojik arızanın iyileşmesini sağladığı teoreminden hareket eder. Konuyu bir örnek ile açıklamak gerekirse : Bu noktalar şunlardır: TN=[/b][/b] Tepe Noktası Eft’ nin uygulanışı çeşitli prosedürlerle bu noktalara 7 -9 defa parmak uçları ile vurulmasını içerir. Bu vurmalar kimi zaman hastaya öğretilerek kendisi vurması sağlanır, kimi zaman da bizzat danışan tarafından vurma işlemi uygulanır (Hastanın isteğine ve kendisini nasıl rahat hissettiği dikkate alınarak). Vurma işlemi sırasında probleme yönelik olarak önceden belirlenmiş hatırlatıcı kelimeler veya kısa cümleler danışana tekrarlatılır. Eft nin uygulanışı basittir fakat bazı prosedürleri tam uygulamak gerekir. Mesela vurma işlemi öncesinde setup prosedürü denilen ayrı bir prosedür ve birinci tur vurma tamamlandıktan sonra 2. tura geçilmeden uygulanması gereken 9gamut prosedürü adı verilen başka bir prosedür vardır. Bu prosedürlerle birlikte eft’ nin uygulanması genellikle 10 ile 30 dakika arasında (problem durumuna ve yoğunluğuna göre) değişmektedir. Eft’ yi etkili bir terapi aracı yapan ve son yıllarda ruh sağlığı çalışanları tarafından yaygın olarak kullanılmasını sağlayan başlıca özelliklerini ise şu şekilde sıralayabiliriz: • Hızlıdır - Birçok eski ya da yeni duygusal sorun bir saatten az bir sürede tamamen iyileşir, en inatçı tıkanıklıklar bile bir ay içinde sorun olmaktan çıkar. Eft Uygulama Alanları : • Olumsuz Duygular: (Stres, öfke, korku, endişe, acı, üzüntü, suçluluk, güvensizlik, korku, nefret, kıskançlık, fobi, panik atak, depresyon ...)
Eft çok etkili bir terapi enstrümanı olmasına rağmen uygulanışının yaygın olmamasında 3 ana neden bulunmaktadır. Burada önemli bir noktayı vurgulamak gerekirse % 85’ in üzerinde olumlu sonuçlar veren bir terapi yönteminin nasıl çalıştığı önemli değildir. Elektriğin de nasıl oluştuğunu ve nasıl çalıştığını birçoğumuz bilmeyiz ama hepimiz elektriği kullanırız. My Life Psikoloji den Dr. Ekrem Çulfa, klinik psikolojide/ psikiyatride bir hastalık olarak tanımlanmasa da, olumsuz iç konuşmaların bazı psikolojik sorunlara neden olarak rahatsızlığın şiddetini artırabildiğini söylüyor. Dr. Ekrem Çulfa, kadınların en çok kurdukları 12 cümle ile kendi kendilerini sabote ettiklerini belirtiyor: -Diğerlerinden farklıyım, onlar daha akıllı. İÇ SESİMİZİN TONUNU ANNEMİZİN TAVRI BELİRLİYOR Çocuklar konuşmaya ilk başladıklarında yapacaklarını tek tek ifade ederler. ‘Kamyonu alıyoruz, oyuncağı üzerine koyuyoruz’ gibi. Bir süre sonra bu konuşmalar yok olur. Yaşamımızdaki ilk konuşmalar anne ve yakın çevrenin etkisiyle oluşuyor. Dr. Ekrem Çulfa’ ya göre, eğer endişeleri nedeniyle korumacı bir anne yanında büyüyorsanız, çevresel konuşmalar bu doğrultuda oluşuyor. Karamsar bir anneniz varsa siz de olaylarla ilgili karamsar konuşmalar yapmaya başlarsınız. Bir süre sonra ise bu iç konuşmalarınızı başkaları duyamaz. Ama kendi içinizde devam eder gider. Çocukken anneniz izin vermemesine rağmen bardaktan su içmeyi istediniz. Suyu içerken bardak elinizden kaydı ve yere düştü. Yerlere su ve cam parçaları dağıldı. Eğer anneniz “Aptal çocuk seni. Sana söyledim değil mi içemezsin diye, ortalığı berbat ettin” biçiminde konuşursa siz de bu konuşma tarzından etkilenirsiniz. Anneniz olaya daha sakin de yaklaşabilir. Şimdi içemiyorsun ama biraz büyüdüğünde tek başına bardaktan su içebilirsin” biçiminde konuşursa daha umutlu bir konuşmayı öğrenmiş olursunuz. 40 KERE SÖYLEYİNCE OLUYOR!İç konuşmaların öğrenilmesi zamanla olur. Birkaç kerelik yapılan konuşmalardan çok, zaman içinde sürekli tekrarlanan konuşmalar daha fazla yerleşir. Çünkü öğrenmede tekrarın yeri büyüktür. Burada da yapılan tekrarlayıcı konuşmalar olumsuz düşüncelerin yerleşmesine neden olur. Kendi kendini sabote eden kişiler kendileriyle olumsuz iç konuşmalar yapmaktadır. Yapılan bu konuşmalar ise yaşadıkları kaygı ve üzüntüleri artırmaya yarıyor. Dr. Ekrem Çulfa, kendi içimizde gerçekleşen bu olumsuz iç konuşmaları değiştirmenin mümkün olduğunu, dünyadaki pek çok uzmanın bu görüşü paylaştığını söylüyor. Çocukluktan itibaren kendi kendimize yaptığımız olumsuz iç konuşmalar zaman içinde otomatikleşir. Ve kolaylıkla olumlu biçime dönüştürülemez. Bu nedenle arkadaşlar ve aileler tarafından “Yanlış düşünüyorsun, öyle düşünme, abartma” gibi o anki olumsuz iç konuşmalarınızı değiştirmeye yönelik çabalar işe yaramaz. Hatta bazen sizi daha fazla kızdırabilir. Bu nedenle eğer kendi başınıza bu sorunların üstesinden gelmekte zorlandığınızda bir uzman psikologdan yardım almanız faydalı olacaktır. Kendi kendinizi sabote etmekten kurtulmak için şu soruların yanıtlarını arayabilirsiniz: İstanbul Psikoloji ve Danışmanlık Merkezi Telefonla Randevu : 0505 767 58 85 |
3128 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |